• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ecerorganizasyon.com.tr
  • https://twitter.com/ecerorganizasyn
dinle neyden

TAKVİM
Saat
Site Haritası

mevlevi ayini organizasyonu

 MEVLEVİ AYİNİ ORGANİZASYON MEVLEVİ AYİNİ AKRA ORGANİZASYON MEVLEVİ AYİNİ ORGANİZASYONU
 
SEM'A
Mevlevîlik deyince ilk akla gelen semâ’,
lügatte işitmek mânâsındadır. Terim olarak, mûsikî nağmelerin dinlerken vecde
gelip hareket etmek, kendinden geçip dönmektir. Hz.Mevlânâ zamanında belli bir
nizâma bağlı kalmaksızın dînî ve tasavvûfî bir coşkunluk vesîlesiyle icrâ edilen
sema’, sonradan Sultan Veled ve Ulu Ârif Çelebi zamanından başlayarak Pîr Âdil
Çelebi zamanına kadar tam bir disiplin içine alınmış, sıkı bir nizâma bağlanmış;
icrâsı öğrenilir ve öğretilir olmuştur [34]. Böylece XV.yüzyılda son şeklini
alan Sema’ Töreni’ ne daha sonra sadece XVII.yüzyılda Nâ’t- ı Şerîf
eklenmiştir.
Sema’, sembolik olarak, kâinatın
oluşumunu, insanın âlemde dirilişini, Yüce Yaratıcı’ya olan aşk ile harekete
geçişini ve kulluğunu idrak edip “İnsan- ı Kâmil” e doğru yönelişini ifâde
eder.
Mutrıb ve semâzenlerin şeyh postunu
selâmlayıp, semâhânede yerlerini almalarından sonra şeyh efendi semâhâneye
girer, mutrıb ve semâzenleri selâmlayıp posta oturur.
Mutrıbdaki saz grubu asıl olarak
neylerden oluşur. Bulunduğu takdirde bu heyete rebab, kanun, tanbur gibi diğer
sazlar da ilâve edilir. Neyzenlerin başında bir neyzenbaşı, âyinhanların başında
da kudümzenbaşı vardır. Bütün mukaabeleyi kudümzenbaşı yönetir. Âyinhanlar iki
veye üç kudümle usûl vurarak eseri okurlar. Ayrıca âyinhanlardan biri halîle
(zil) ile, bir diğeri de zilsiz def (bendir) ile usûle iştirak eder.
Sema’ Töreni, “Nâ’t-ı Şerîf’le başlar. Nâ’t-ı Şerîf kâinatın
yaratılmasına vesîle olan, yaratılmışların en yücesi Hz.Muhammed’i öven,
Hz.Mevlânâ’nın bir şiiridir. XVII.yüzyılda bestekârlarından “Itrî” adıyla
tanınan Buhûrîzâde Mustafa Efendi’nin Rast makamından bestelediği bu na’t-i,
na’t-hân ayakta
ve sazsız okur.
Na’t’i, kudüm darbları izler. Bu Yüce
Yaratıcı’nın kâinata “ol” emridir. İslâm inanışına göre Allah, insanın önce
cansız bedenini yaratmış, sonra ona kendi ruhundan üfleyerek diriltmiştir.
Na'’t’den sonra yapılan ney taksimi işte
bu ilâhî nefesi temsîl eder.
Taksimden sonra peşrevin başlaması ile
şeyh efendi ve semâzenler, sema’ meydanında sağdan sola doğru dârevî bir
yürüyüşe başlarlar. Semâ’ meydanını üç kez dolaşmaktan ibâret olan bu yürüyüşe
“Devr-i Veledî” denir.
Semâhânenin giriş kapısı ile tam
karşıdaki kırmızı post arasında var olduğu kabul edilen bir çizgi, semâhâneyi
iki yarım daireye böler. “Hatt-ı istivâ” denilen bu çizgi, mevlevîlerce kutsal
sayılır ve aslâ üzerine basılmaz .
Dördüncü bölüm,
Sultan Veled devridir. Bu, Semazenlerin birbirine üç kere selam vererek, bir
peşrevle dairevi yürüyüşüdür. Şekilde gizli ruhun ruha
selamıdır...
Semâ’ meydanının sağ tarafından post
hizasına gelen semâzen, Hatt-ı İstivâ’ya basmadan ve posta sırt çevirmeden
dönerek karşıya geçer. Böylece arkasından gelen semâzenle karşı karşıya gelir.
Bir an göz göze gelen iki derviş, aynı anda öne doğru eğilerek birbirlerine baş
keserler. Buna “Mukâbele” denir.
Postun tam karşısında Hatt-ı İstivâ’nın
sema’ meydanını kestiği noktaya gelen derviş burada da baş keser ve Hatt-ı
İstivâ’ya basmadan yürüyüşüne devam eder.
Üçüncü devrin sonunda şeyh efendinin
posttaki yerini almasıyla Devr-i Veledî tamamlanır. Bu devirler, şeyh denilen
mânevî terbiyecinin rehberliğinde Mutlak Hakîkat’i “İlm-el Yakîn” olarak bilişi,
“Ayn-el Yakîn” olarak görüşü, “Hakk-al Yakîn” olarak da O’na erişi sembolize
eder.
Kudümzenbaşının Devr-i Veledî’nin
bittiğini îkâz eden vuruşları ile neyzenbaşı kısa bir taksim yapar ve âyin
çalınmaya başlar.
Semazen üstündeki siyah hırkayı çıkararak, sembolik olarak, hakikate
doğar kollarını bağlayarak bir rakkamını temsil eder. Böylece Allah'ın birliğine
şehadet eder.
 Semâzenler tek tek şeyh efendinin elini öperek izin
alır ve sema’a başlarlar.
Sema’, her birine “selâm” adı verilen
dört bölümden oluşur ve semâzenbaşı tarafından idâre edilir. Semâzenbaşı,
semâzenlerin dönüşlerini kontrol ederek intizâmı temin eder.
I.Selâm, insanın kendi kulluğunu idrâk
etmesidir.
II.Selâm, Allah’ın büyüklüğü ve kudreti
karşısında hayranlık duymayı ifâde eder.
III.Selâm bu hayranlık duygusunun aşka
dönüşmesidir.
IV.Selâm ise insanın yaratılıştaki
vazîfesine yani kulluğa dönüşüdür. Çünkü İslâm’ da en yüce makam, kulluktur. 
IV.Selâm’ın başlaması ile “postnişîn” yani şeyh efendi de hırkasını
çıkarmadan ve kollarını açmadan sema’ a girer. Postundan sema’ meydanının
ortasına kadar dönerek gelir ve yine dönerek postuna gider. Buna “Post Semâ’ı”
denir.
Bu arada IV.Selâm bitmiş, Son Peşrev ve
Son Yürüksemâî çalınmış, son taksim yapılmaktadır.
Şeyhin
posttaki yerini almasıyla Son Taksim de sona erer ve Kur’an-ı Kerîm’den bir
bölüm yani “Aşr-ı Şerîf” okunur. Son dualar, Allah’ın adı olan “Hû” nidâları ile
son selamlaşmalarla Semâ’ Töreni sona erer. Şeyh Efendi’den sonra semâzenler ve
mutrıp da şeyh postunu selâmlayıp semâhâneyi terkederler.


 
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.142532.2713
Euro34.804134.9436
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam52
Toplam Ziyaret260835
semazen

facebook beğen butonu
BİZE ULAŞIN





Hava Durumu
Üyelik Girişi